Example in Turkish | Translation in English |
---|---|
"Vanilyalı, tatlı memelerini yalamak istiyorum." | "And lick the vanilla icing off your sweet rack"? |
"Vücudunun her bir noktasını yalamak istiyorum." Bunu sen mi yazdın şimdi? | So "I wanna lick every inch of your body" you wrote this? |
"Yüzünü yalamak için doğmuşum. | "I was born to lick your face. |
'Kulak memeni yalamak istiyorum'. | "I want to lick your ear lobe". |
- Daha fazla ayak yalamak yok. | - No more lick foot. |
"Yürüdüğün yolları yalarım." | "I'll lick the ground you walk on." |
- Gerek yok. Ben masayı yalarım. | - I'll just lick it off the table. |
Belki onun yerine ben yalarım. | Maybe I can lick them for her. |
Ben pulları yalarım. | I'll lick the stamps. |
Ben yalarım, sen yalarsın, ben yalarım, sen yalarsın... | I take a lick, you take a lick, I take a lick, you take a lick, |
Ağzına fazla kıl girmesin diye ufak ufak yalarsın. | With small licks, so you don't swallow too much hair... |
Ben yalarım, sen yalarsın, ben yalarım, sen yalarsın... | I take a lick, you take a lick, I take a lick, you take a lick, |
Bence bir somun ekmek, bir sürahi su ayarlayabilirim. Hücrende yerleri yalarsın. | I think I can arrange a loaf of bread... a jug of water, and thou licking the floor... of maximum solitary. |
Zehrini salgılamaya başladığı an onu yalarsın, çok etkilidir. | Soon as he starts to secrete the poison, you lick it, get very high. |
Bir gergedanın başı düşer... yalar | A rhino drops its head, and licks |
Biri ısırır, diğeri yalar. | One bites, the other licks. |
Hunter insanları yalar ve. | Hunter licks people, and... |
Kaplan plasentayi yalar yavrulari yeni dogduktan sonra, onlari hayata uyandirmak için. | A tiger licks the afterbirth from her newborn litter, rousing them to life. |
Kim kemikleri yalar? | Who licks bones? |
-4-5 Saat mi? Az önce bir taş yaladım ve adamın resmini elde ettim. | I just licked a stone, and I got the guy's picture! |
Adamın önünde havladım ve suratını yaladım. | I barked at him and licked his face. |
Az önce bir kızı yaladım. | I just licked some girl. |
Az önce üç tane kurbağayı yaladım. | I just licked like three toads. |
Bu arada tüm su şişelerini yaladım. | - Yeah. By the way: I licked all the water bottles. |
Gözyaşlarını yalayacağım. | I will lick the tears from their crying faces. |
Herkese mutluluğumu göstermek için yalayacağım! | I will lick you in front of everyone to show my joy. |
Seni yalayacağım! | I will lick you! |
Tabağı yalayacağım. | I will lick the plate. |
- Mumları yalıyorum. | - I am licking the candles. |
Language | Verb(s) | Language | Verb(s) |
---|---|---|---|
Albanian | lëpij | Arabic | لحس,لعق |
Catalan | llepar | Dutch | aflikken, beffen, likken, oplikken, schoonlikken, uitlikken |
English | lick | Esperanto | leki |
Estonian | lakkuma, limpsama, limpsima, nilpsama, noolima | Finnish | lipoa, nuolaista, nuoleksia, nuoleskella, nuolla |
French | lécher, pourlécher | German | belecken, lecken, schlecken |
Hawaiian | palu | Hebrew | ליקק |
Hungarian | nyal | Icelandic | sleikja |
Indonesian | menjilat, menjilati | Italian | leccare, leccarsi |
Japanese | 舐める | Latvian | laizīt |
Lithuanian | laižyti, lyžtelėti | Macedonian | излиже, лиже |
Norwegian | sleike | Persian | لیسیدن |
Polish | lizać, liznąć, oblizać, oblizywać, polizać, poślinić, wylizywać, zlizywać | Portuguese | lamber |
Quechua | lampiy, llaqway | Romanian | linge |
Russian | лизать, лизнуть, облизать, облизывать | Spanish | lamber, lamer, lengüetear, relamer |
Swedish | slicka | Thai | เลีย |
Vietnamese | liếm, liệm, xu nịnh |