[go: up one dir, main page]
More Web Proxy on the site http://driver.im/
  • Bazı sorunlar;
  1. Taraflı yerlerini elimden geldiğince tarafsızlaştırmaya çalıştım ve şahsi olarak en fazla bu kadar beceriyorum. Bu konuda belki biraz daha düzenleme yapılabilir.
  2. Cin mefhumu batıya binbir gece masalları ile ulaştığı için genelde cin deyince batıda bir masal kahramanı geliyor akla. İslamdaki adı cin olduğu için islamdaki cin mefhumunu anlatmak için de bu kelimeyi kullanıyorlar. Aslinda teoloji açısından bakarsak, islamdaki cin ve diğer inanışlardaki (paganist dinlerdeki ruhlar olsun, hristiyanlığın daemon'u olsun) buna benzer yaratıklar aynı kökten ve bu yaratıklar için Türkçe'de "cin" kelimesini kullanıyoruz.
  3. Yukarıdaki nedenden ötürü farklı inanışlardaki cin görüşlerini paragraf paragraf bumakaleye yazarız daha tarafsız olur, üstelik daha bilgilendirici olur.
  4. Son ve bence şimdilik gerekli olan: Kategorisi ne olsun? Tüm bu cinler, ruhlar, melekler vb. ilahi (yani tanrı ile alakalı, tanrısal, tanrı katından vb.) varlıkları içine koyabileceğimiz bir kategori iyi olur? Benim önerim "İlahi varlıklar". Var mı fikri olan?

Kubra 11:03, 14 Kasım 2005 (UTC)

  • Makaleye Kitab-ı Mukaddes'teki cin görüşü eklenmiş. Biraz taraflı, çok düzensiz. Bu kısım eğer birisi düzenlemeyecekse çıkartılmalı. Bilgisi olan arkadaşlar en kısa zamanda düzeltir&düzenleres güzel olur. Teşekkürler... - Kubra 10:19, 2 Şubat 2006 (UTC)


  • Kategori olarak önerim: "İlahi Varlıklar" yerine "Görünmez Ruh Varlıklar" "Algılanamaz Varlıklar" "Algıdışı Varlıklar" "Maddedışı Varlıklar" "Maddedışı Ruh Varlıklar"
  • Kitabı Mukaddes'te cin makalesiyle ilgili olarak taraflı ve düzensiz gördüğünüz kısımları lütfen işaretleyin, düzeltmeye çalışayım. Makaleyi tartışma kısmına alıp, işaretler koyabilirsiniz. Makalenin biraz düzensiz olduğunun farkındayım; Makalede hemen her konu için mutlaka Kitabı Mukaddes'ten bir ayet belirtmek amacıyla ve kişisel açıklamalara az yer verilmek istenerek yazılmasından dolayı biraz dağınıklık var. Ayrıca bu konunun çok farklı algılanabileceğinin farkındayım; bu yüzden, kendim daha fazlasını bildiğim halde, makaleye yazamadığım bir çok nokta olduğunu da belirteyim. Ayrıca bu konuların parapsikoloji gibi konular olarak ciddi araştırmaların konusu olduğunu da anımsatırım. Bazı merak edilen konulara, içine dalmadan, çok az ve kısa cümlelerle yanıt vermeyi uygun buldum. Bu cümlelerin tam anlaşılamayacağını kabul ediyorum. Bunlara bu makalede yer vermek konusunda tereddütlüydüm. Ancak, dünya çapında hakkında birçok kitaplar yazılan, bir çok kişinin görüşlerinin değerlendirildiği ve gene de karanlık bir nokta olan bu konularda(...?) kendimizi (tuhaf görülür kaygısıyla, söyleyip söylememekte) aşırı sınırlamanın doğru olmadığını sanıyorum. Kişiler aldıkları bilgileri, kendi bilgi, gözlem ve deneyimleriyle test edebilirler düşüncesindeyim. Ama her şeye rağmen taraflı görülebiliyorsa gene de düzeltmeye çalışacağım. Ne de olsa bu bir vikipedi, özel kitap değil. Teşekkürler. --195.87.168.137 04:34, 4 Şubat 2006 (UTC)
  1. Öncelikle çok detaylı. Bu nedenle bu kısmın aslında "Kitab-ı Mukaddes'te Cin" diye ayrı bir maddeye taşınması, bu kısmın kısa bir özetinin ise Cin maddesinde bir Kitab-ı Mukaddes'te Cin alt başlığı altında ifade edilmesi daha iyi olur. Bu başlığın hemen altına şöyle bir ifade koyabiliriz: "Bu konuda detaylı bilgi için bakınız Kitab-ı Mukaddes'te Cin maddesi."
  2. Haklısınız çoğu yerde kişisel yorumdan ziyade dinin kitabını referans vermek akıllıca, fakat bu kadar çok alıntı okuyucuyu sıkabilir, çok önemli ifadeler dışındakiler kısaca örneğin (bknz. Matta 25: 31 – 46) gibi parantez içinde bknz ile gösterilebilir. Bu okuyucuyu sıkmaz ve metni daha akıcı yapabilir. Ama her halükarda yukarıda belirttiğim gibi, bu Cin maddesi olduğundan metin zaten çok detaylı, kısa bir genelleme ve Kitab-ı Mukaddes'te Cin konusuna özel olarak ayrılmış bir maddeye iç bağlantı yeterlidir. Zaten dikkat ederseniz İslam'da Cin kısmı da çok kısa, oysa bu konuda Kur'an'da her şeyden önce bir sure var... ama detaylı anlatımı ayrı bir madde olarak, İslam'da Cin diye yazılır. Burada kısa kısa belirtmeliyiz ki belli başlı cin tanımları ve belli başlı inançlarda cin mefhumunun yeri belirtilebilsin. Bilirsiniz ki paganistik inançlarda cin mefhumu çok derindir, eğer her inançtaki cin anlayışı bu kadar detaylı ve uzun girilirse bu maddede, madde okunamaz olur (:
  3. Sonuç kısmındaki ifadeler biraz taraflı. "Cinler kudretli varlıklardır, insanları aldatırlar ve bazı insanları medyum-aracı olarak kullanırlar. Buna göre bu medyumun söyledikleri doğru olabilir, ama bir şartla, şayet bu cinler medyuma doğruyu söylüyorlarsa! Ancak, Kutsal Metin onların iblis (iblis = yalancı) gibi yalan söylediklerini gösterir. Ayrıca insanlara zarar verebilirler, bu nedenle Kutsal Metin onlarla ilgili şeylerden, ruhçuluğun her türünden uzak durulması gerektiğini söyler." Bu kısım taraflı. Bu kısım tarafsızlaştırılıp biraz da ekleme yapılıp bu detaylı metin yerine Cin maddesinde Kitab-ı Mukaddes'te Cin alt başlığı altında yer alabilir. Metnin diğer detaylı anlatan kısmını ise dediğim gibi Kitab-ı Mukaddes'te Cin diye bir maddeye taşırız. Yorum??? Noumenon 12:44, 5 Şubat 2006 (UTC)
Ben Kitab-ı Mukaddes'deki cin kavramını elimden geldiğince düzeltmeye çalışayım.

[[user:Wisdom]] 12:58, 5 Şubat 2006 (UTC)

Önerilenler bence de uygun. Kısaltılmış olması da iyi oldu. Düzeltme işini sonraya bırakıyorum. Şimdilik bu kadar. --195.87.168.172 20:48, 8 Şubat 2006 (UTC)

Burada Kitab-ı Mukaddes'de Cin kavramı anlatılırken Kitab-ı Mukaddes'in Hristiyan yorumuna göre anlatılmış oysa Kitab-ı mukaddes'in Yahudi yorumu bundan tamamen farklıdır.

Herşeyden önce bu metinde Şeytan, Ruhlar, Düşkün Melekler, Cinler kavramları birbirine girmiş biri diğerinin yerine kullanılmış.

Örneğin rüyaların yorumu Musevilik'de görülen bir olaydır Yusuf Firavun'un rüyasını doğru yorumlamıştır, bu bakımdan rüyaları cinlere bağlamak Musevi inancı ile bağdaşmaz.

Onun için Kitab-ı Mukaddes'e göre Cin şeklindeki bir başlık yerine Hristiyan İnancına göre ve hemen altına başka bir başlık Musevi İnancına göre şeklinde açılmalıdır. Çünkü kitaplar her ne kadar aynı olsada yorumlar tamamen farklıdır.

Örneğin Şeytan Hristiyanlıkta korkulan ve güçlü bir varlıktır, kötülüğün temelidir, bu sebeple şeytan korkusu insanı dine daha çok yaklaştırır.

Oysa Yahudilikte Şeytan korkulası bir mahluk değildir, evet dikkatli olunmalıdır çünkü insanların aklını çelmek gibi bir özelliği vardır ama hayır ve şer sadece Allah'tan geldiği için şeytandan korkulmaz. Sadece ihtiyatlı davranılır.

Bu sebeple konuyu Kitab-ı Mukaddes'e göre şeklinde açıklamak doğru bir yaklaşım olmaz.

Wisdom 13:28, 5 Şubat 2006 (UTC)

Şimdilik yanıtım yok. Zaten bir düzeltme yapılacak. Ancak "düşkün melekler" ifadesi ve Nefilimler için kullanılan "düşkünler" ifadesine dikkat çekmek isterim. Şu an konuya girmek istemiyorum. Yalnızca şunu söyleyeyim: Nefilimler, Nafal tekil sözcüğün çoğulu imiş, buna göre Düşürenler oluyor. Zaten bu melezler zorba devler (başka bir ayetten yola çıkarak) olarak tarif ediliyor. İbranice Nafal = Düşürmek (birini yere sermek, yıkmak, düşürmek vs.) anlamına gelir. Herhalde çeviriler yapılırken, etkin düşürmek fiili, edilgen olarak düşmek olarak algılanıp, bundan da düşkünler anlamı çıkmış sanıyorum. Şimdilik bu kadar. --195.87.168.172 20:48, 8 Şubat 2006 (UTC)

Biri yazdıklarımı silmeye çalışıyor

değiştir

Dinî inanışa göre duyularla kavranamayan, insanlar gibi irade ve anlama yeteneğine sahip, ilahî emirlere uymakla yükümlü tutulan varlık. Cin kelimesi arapçadan ingilizceye gene(Cin demek) olarak geçmiştir. Genius kelimesi ingilizce deha, üstün kabiliyet, istidat, yetenek, özel vasıf, özellik, hususiyet; dahi anlamlarına gelmektedir.

Cin; modern veya antik birçok din ve inanışta, semavi dinler de dahil, bulunan bir tür ruhani yaratık. Farklı inanışlarda farklı karakteristiklere ve özelliklere sahiptir.

Arapça Cin Kelimesi can kelimesinden türemiş olup, insan içindeki hayatiyeti göstermektedir. Kur'an-ı Kerim'de Bakara (Öküz) Suresi 14. Ayetinde Şöyle yazılıdır.


İman edenlerle karşılaştıkları zaman, “İnandık” derler. Fakat şeytanlarıyla (cinleriyle) yalnız kaldıkları zaman, “Şüphesiz, biz sizinle beraberiz. Biz ancak onlarla alay ediyoruz” derler.

Bu ayetten anlaşılacağı gibi her insan, bir cin le dünyaya gelir. Çocuk doğduğunda Melek tir. Daha sonra yavaş yavaş yedi yaşına doğru Cini kendisini ortaya koymaya başlar. Bu cin daima Ben der. İnsanlarda Cin sel ilişki vasıtasıyla kendisini çoğaltır.

Normalde insanların kendisi cin'dir. Buna Bağlı olarak Hz. Muhammed'e sorulmuştur, Herkezin bir cini varmı diye!. Hz. Muhammed cevaben evet vardır, benimde bir cinim vardı, onu müslüman yaptım buyurmuştur.

İnsanlardaki Cin in Terbiye edilmesi bakımından Namaz gerekli kılınmıştır. İnsandaki Cin, secde etmekten nefret eder. İnsan Secdeye vardığında Cini bundan hiç hoşlanmaz.

Cin net geçirmek, Cinsel İlişki, cin cin bakmak, cin gibi, cin çarpmışa dönmek, cin fikirli, cingöz gibi tabirler hep Cin yada can kelimesinden doğmuştur.

İnsanların yüzde 99 genellikle Cin dir. Çok okumuş ve Allah aşkı olanlar bundan muaf tutulur. İnsan Cin lere, inscin de denilmektedir.


  • Merhabalar,

Öncelikle hoşgeldiniz. Cin maddesine eklediğiniz içerik:

  1. Genel cin tanımı değildir. Gördüğünüz üzere öncelikle genel bir cin tanımı yapılıyor sonra farklı din ve inanışlardaki cin görüşü/inanışı açıklanıyor. Girdiğiniz metin genel, tarafsız cin tanımı değil görüldüğü gibi İslam ile alakalı bu nedenle ekleyeceğiniz o türden metinleri İslam inanışında cin kısmına yazmalısınız.
  2. İslam ile ilgili olmakla beraber girdiğiniz içerik ıslahatta İsrâîliyyât olarak adlandırılabilecek tarzdadır. Yani sahih olmayan rivayetlere dayanır. Kur'ani temelleri yoktur. Bu nedenle bu bahsettiğiniz rivayetler, Cin maddesinde genel olarak İslam'daki cin anlayışının özetinin çıkarılacağı kısımda değil de ancak İslam'da cin gibi spesifik bir maddede yer alabilir. Yer alacağı zamanda sadece rivayetsel çıkarımlar olduğu, rivayeti yapan kimseler refere edilerek belirtilir. Vikipedi'deki her içerik doğrulanabilir olmak zorundadır. Üçüncü parti kaynaklardan doğrulanabilecek olmayan hiçbir içeriği barındıramıyoruz. Vikipedi hakkinda daha fazla fikir edinebilmek için Yardım:İçindekiler'e göz atabilirsiniz. Teşekkürler iyi çalışmalar... - Noumenon 22:23, 9 Mayıs 2006 (UTC)
  • Yukarıdaki cevap kullanıcı sayfanıza konuyla ilgili olarak girilmiştir. Bunu dikkate almanız rica olunur. Ayrıca Vikipedi'de şahıslara karşı hakaret sözcükleri kullanamazsınız, bu kişisel saldırıya girer ki kişisel saldırı yasaktır. Teşekkürler, tekrar iyi çalışmalar... - Noumenon 22:28, 9 Mayıs 2006 (UTC)

Türkçede Hıristiyanların kutsal kitabına "kutsal metin" demek gibi bir gelenek yok. Bu terim taraflı bakış açısı oluyor. Onun yerine geleneksel olarak Hıristiyan kitabına verilen isim olan "Kitabı Mukaddes"i yazdım. Filanca 21:29, 3 Kasım 2006 (UTC)


Bakara, "Buzağı" ya da "İnek", ya da "sığır" anlamına gelebilir. Öküz, kısırlaştırılmış erkek sığır demektir ve surenin kısırlaştırılmış bir sığır ile ilgisi yoktur. Dolayısı ile Bakara'nın Türkçe karşılığı olarak Öküz yerine inek ya da buzağı kullanmak daha uygundur. Senoleker

ilginçtir ki bu kadar türkçe yazan arkadaş var ama ekserisi incildeki cin tanımını yazmış, türk olupda Kuran'ın tanımını yazacak yok mu?

Hicr / 26 – 27 Andolsun biz insanı, (pişmiş) kuru bir çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattık. Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık.

.... cinlerin de müslümanı Ve müsluman olmayanı var. Dolayısıyla siz bu başlığı hristiyan inancinda cin anlayisi olarak degistirin lutfen....149.0.155.38 21:06, 22 Ağustos 2011 (UTC)

İslam dininde cin

değiştir

İslam dininde cinler hakkında tek bir madde yok.Daha önce vardı fakat kasten mi yapıldı vandallandı mı bilemiyorum.Acilen eklenmeli. Bu imzasız yazı superious (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.

İşte wikipedia'nın tarafsızlığı sadece hristiyanlık görüşünü esas alan bir makale! Sipahi1453 14:49, 26 Şubat 2012 (UTC)

Cin-Vampir-Peri

değiştir

Bildiğim kadarıyla cin konusuyla vampir konusu aslında aynı şeyi anlatır. Vampirle ilgili verilen bilgiler aslında doğrudan cinlerle ilgilidir. Aynı yazıyı buraya aktarıyorum. (Gereksiz görülüyorsa silinsinler):

Bir Marduk (MW), İki Piramit (AV)

İspatlanabilmesi imkansız konulardan biridir. Bu yüzden geçmişten günümüze birçok efsane gelişmiş. Kimse ortaya somut birşey koyamıyor, koyamazda. Bu konuyu değerlendirmek isteyenlerin aslında bazı başka şeyleri de iyi bilmeleri düşüncesindeyim. Yani bu konuyu bir yapboz parçası gibi düşünürsek, kişinin sağlıklı bir değerlendirme yapabilmesi için öncelikle resmin bütününün ne olduğunu bilmesi gerekir. Ancak burada bu durum pek sözkonusu değildir. Yani kimse gizemli konularla ilgili olarak bütüncül bir görüşü ortaya koyup, sonra da bunun parçalarını bu bütüne yerleştirecek bir durumda olamıyor. Bu da aslında normal bir durum. Öyleyse bilgiler sağdan soldan gelecek ve bunların mantıklı olup olmadığı değerlendirilecek. Eğer benim de ufak bir katkım olacaksa, bu konudaki görüşüm şöyledir:

Vampirlerle ilgili konuyu daha iyi anlamak için bu konulardan bahseden dini kitapları gözönüne almak gerekir. Ayrıca halk arasında bazı doğaüstü olayları yaşadığını söyleyen kişilerin fikirleri de önemlidir. Gerçi bu kişiler her şeyi bilemezlerse de, en azından başlarından geçen konuyu anlatabilirler. Elbetteki bu kişilerin bunları doğru bir şekilde anlatmaları koşuluyla. Öte yandan anlatımları gerçekleri tam olarak yansıtmayabilirse de, bazı ipuçlarını verebilirler. Benim bildiğim kadarıyla, vampir konusunun doğrudan insanlarla bir ilgisi yoktur. Bunlar cin adı verilen ruh varlıklardır. Bu varlıklar insanları çeşitli şekillerde etkilemekteler. Bunlardan bir kısmı sadist yöntemlerdir. Bir diğer yöntem ise insanları aldatmaya yöneliktir ve "ışık meleği" gibi iyilik yapıyor izlenimi bırakan yöntemlerdir. Ayrıca cin adı verilen bu ruh varlıkların gerçekte isyan etmiş melekler olduğu bilgisi dini kayıtlarda yazılıdır. Kısaca şöyledir: Tufan öncesi dönemde, yaklaşık olarak Mö. 26. yüzyıl sonları ile 25. yüzyıl başları gibi tam olarak tarihi verilmeyen bir zamanda, sayıları epeyce çok olan bazı melekler Tanrı'ya karşı itaatsiz olmuşlardır. Bu meleklerin insan kızlarıyla birlikte yaşamak için gökteki yerlerini terk ettikleri ve maddeleşerek erkek şeklinde yeryüzüne geldikleri kayıtlıdır. Bu maddeleşmiş melekler seçtikleri kızlarla birlikte yaşamaya başlarlar. Hatta bunların melez bir soyu olur. Bunlar giderek insanlardan daha iri yarı olurlar. Ayrıca güçlerini kötüye kullanan zorbalardır. Bunlara "yere yıkanlar" anlamında "Nefilim" adı verilir. Bu olayların gelişmesinden sonra Tanrı'nın 120 yıl sonra bir tufan getireceğini söylediği ve ayrıca Nuh'un sandık şeklinde bir gemi yapmasını istediği kayıtlıdır. Tufan Mö. 2370'te başlar, gemiden çıkış Mö. 2369 yılında olur. Bu arada insanlar tufanda boğulurlar, aynı şekilde Nefilimler de ölürler. Ancak bunların babaları olan melekler, maddeye dönüştürdükleri bedenlerini yeniden ruha çevirerek kendi ruh diyarlarına dönerler. Bu olaydan sonra Tanrı güçlü enerji bağlarıyla bunların yeniden maddeleşmelerine engel olur. Ayrıca bu melekler Tanrı tarafından yargılanarak, infazı ilerdeki bir tarihte yapılacak güne kadar bekletilirler. Bunlara verilen yargı Şeytan'a verilen yargı gibidir ve o güne kadar Şeytan'la birlikte faaliyet göstermelerine izin verilir. Tufandan sonraki dönemde bu melekler Şeytan'la birlikte çalışarak, dünyayı yönetmek üzere teşkilatlanırlar. Dünya Tanrı'nın verdiği izinle bir süreliğine perde arkasından Şeytan tarafından yönetilmektedir zaten. Şimdi ise kendilerine artık cin adı verilen bu melekler de bu işte Şeytan'la birlikte çalışmaya başlarlar. Ancak onların dünyayı yönetmeleri perde arkasından olacağı için, ön planda bunu yapması için insanlardan oluşan bir teşkilat oluşturulur. Bu örgütlü yapı dünyayı tek bir merkezden yönetecektir. Bu durum bir piramitle simgelenir ve bunun başı Şeytan'dır. Diğer taraftan cinler de perde arkasından dünyayı yöneten diğer görünmez bir teşkilatı oluştururlar. Bu şekilde ikinci bir piramit daha vardır ve bunun da başı Şeytan'dır. Bunların oluşturulmasında insanlardan da faydalanılır. Mö. 23. yüzyıl başlarında Nuh'un torunun oğlu olan Nimrod (Nimrod: İsyancı anlamında bir lakap) yeryüzünün tek bir imparatorluk şeklinde biraraya getirilmesinde kullanılır. İnsanlar dağılmamalılar ve Nimrod'un krallığında tek bir insan toplumunu oluşturmalıydılar. Nimrod başı göklere erişecek devasa bir kule yapılmasını teklif eder. Bu şekilde kendisine katılanlara büyük bir ün sağlayabilecekleri vaadinde bulunur. Gerek Nimrod'un kendisi, gerekse oluşturduğu siyasal, dinsel ve ticari yapı, Şeytan'ın perde arkasından yönettiği örgütlü yapıyı simgelemekteydi. Babil Kulesi'inin tamamlanmasına izin verilmediğinden ortaya tek bir dünya imparatorluğu çıkmaz. Bunun yerine çeşitli yönetimler dünyayı yönetmeye başlar ve bunlardan bazıları ön plana çıkarak imparatorluklar kurarlar. Nimrod'un lakabı daha sonraları Marduk olarak tanrılaşmış bir şekilde kullanılır. Bu adlar Şeytan sözcüğüyle eşanlamlı sözcüklerdir; çünkü Şeytan karşı gelen ve Marduk da başkaldıran, asi anlamındadırlar. Buna göre ortada Şeytan ya da diğer adıyla Marduk ve kendisine katılan iki grup vardır. Bunlardan biri gökteki ruh varlıklardan (cinler) oluşan teşkilat, diğeri ise yerdeki insanlardan meydana getirilmiş bir teşkilattır. Bunların hepsi birbirinden farklı olan birden fazla sembollerle simgelenmişlerdir. Bazı simgeler şöyledir:

Şeytan: S, Yılan, Ejder, Levyatan
Marduk: M harfi, W harfi 6, 60, 66 sayıları, Ejder, Mor
Cinlerden oluşan teşkilat: Ters piramit, V harfi, 9 ve 99 sayıları, Mor
İnsanlardan oluşan teşkilat: Düz piramit, A harfi, 33, Beş Köşeli Yıldız, Gül. (Yerdeki piramit Canavar 666'ya denktir.)
Semboller: VW-96, WV-69 (Şeytan ve cinler)
Semboller: A9, AV ((A): Düz Piramit-Canavar 666 ve (9)-(V): Ters Piramit-cinler)
Semboller: 99 (Gökteki ters piramit-cinler)
Semboller: 66 (Şeytan)
Semboller: 33 (Yerdeki düz piramit-siyasal, dinsel, ticari yapı: Canavar 666)

Marduk sözcüğü çoğu kez kısaltılır ve başka sözcükler türetilir. Örneğin Ma-trix (Ma tricks), Ma-gic, Ma-hatman, W-in, W-orld, W-ar vs. Aynı şekilde cinlerle ilgili kullanılan V simgesinden de başka sözcükler türetilmiştir. Bu sözcükler çeşitli dillerde olabilir. V-ampir, V-iolet, V-iolence vs. Gerek Marduk, gerekse cinlerle ilgili renk eflatun-mor-macenta rengidir, tonu önemli olmayan mor rengidir. Bunlarla ilgili verilecek daha somut örnekler vardır ama yanlış anlaşılmaması için vermek gereksizdir. Ancak bazı başka örnekler verilebilir. Örneğin W-orld M-aster, W-elt M-eister sözcükleri Marduk'la ilgili olarak W ve M harfleriyle yapılmıştır. Cinlerle ilgili sembol sayının 9 olması ise, bunların topunun 9 günlük bir süre içinde peşpeşe isyan etmeleriyle ilgili olduğu söylenir. 6 ve 9 sayıları bir arada kullanılır ve hem 69, hem de 96 olarak Şeytan ve cinlerini simgeler. Aynı şey W ve V harflerinin yanyana getirilmesiyle de yapılır (Somut örnekler gereksizdir). Vampirlere gelince, bana göre birçok olayın arkasında olduğu gibi, bunda da aynı konu var. Bazı kişiler cinler tarafından rahatsız edilirler ve bu rahatsızlığın bir kısmı cinsel istismar şeklindedir. Gerçi Vampirlerin kadınlarla ilişkileri filmlerde romantik olarak gösterilse de, özünde aynı şeyi ortaya koyar. Bazı meleklerin isyan ederek, dünyadaki kadınlarla cinsel birliktelik yaşamak istemeleri konusu. Halk anlatımları da bu yöndedirler ve birçok kadın kendilerinin görünmez bir varlık tarafından cinsel yönden rahatsız edildiğini söylemişlerdir. Bazı filmler, bazı müzik videoları bu ilişkileri konu alırlar ve bu olayın romantik bir ilişki olduğunu göstermeye çalışırlar. Örneğin Dream Theater, Forsaken. Tufan öncesinde erkek şeklinde maddeleşen cinler, anlaşılan daha sonraları bunu kadın şeklinde de yapmaya devam etmişler, bir farkla bu kez maddeleşmeden yaparak. Halk arasındaki peri kızı anlatımları bu yöndeki anlatımlardır. Daha söylenecek çok şey olsa da, ortaya tam somut bir kanıt sunmak olanaksız olduğundan yalnızca bir fikir vermesi bakımından bunları yazmak istedim. Aslında konuların neyin etrafında döndüğünü bilmek, çeşitli gizemli şeylerin anlaşılmasını kolaylaştırır. Konunun özü Şeytan, cinleri ve yerdeki teşkilatından ibarettir. Bu yüzden birçok gizli örgütün sembolü hep piramitlerle ilgilidir. Bu semboller hep Şeytan'ı ve örgütünü ortaya koyarak kendisini yüceltmeyi amaç edinir. Onlar bu şekilde "biz burdayız" "sizi izliyoruz" diyerek kendi reklamlarını yapmış olurlar.--Piramitdünya (mesaj) 16:24, 7 Aralık 2012 (UTC)

Cinlerin yeryüzündeki ikametleri

değiştir
Kitabı Mukaddes cinleri “ilk dünyanın ikamet edenleri” olarak adlandırmış, Allah'ın sadık kulları iken isyan etmiş, ve isyan edenleri Şeytan'ın “hizmetçileri” olarak tanımlamıştır.

Ruh varlıkların yaşamak için ne maddeye ne de Dünya gibi maddesel bir yere ihtiyaçları vardır. Melekler ve buradaki konuda olduğu gibi, cinlerin yaşamaları gereken yer Dünya değildir. Tersine, bu melekler Nuh'un günlerinde gökteki mekanlarını terk edip, gökteki asıl konumlarını sürdürmeyi bırakarak Tanrı'ya isyan ettikleri için suçlu oldular.

Yahuda 6
Ayrıca, asıl konumlarını korumayıp ait oldukları mekanı terk eden melekleri, büyük günde infaz edilecek hükme kadar sonsuz bağlarla koyu karanlığa kapatmıştı.
1. Petrus 2:4-5
Çünkü şu kesindir ki, Tanrı günah işlemiş melekleri cezadan esirgemeyip Tartaros'a atarak, hüküm gününü beklemek üzere zifiri karanlık çukurlarda bırakmıştır. Tanrı'dan korkmayan bir insanlık dünyasının başına tufan getirdiğinde, o eski dünyayı cezadan esirgemeyip, doğruluk habercisi Nuh'u diğer yedi kişiyle birlikte korumuştur.

Tartaros: Nuh'un zamanında Tanrı'ya itaatsiz olan bu meleklerin (cinlerin) atıldığı, hapishaneye benzer alçaltılmış durum. Tartaros, harfi anlamda bir ikamet yeri değildir; yalnızca bu meleklerin henüz infazları yapılmadığından, onların durumu bu benzetmeyle açıklanıyor.

Kitab-ı Mukaddes cinleri “ilk dünyanın ikamet edenleri” olarak adlandırmıyor. Kitapta böyle bir ifade geçmiyor. Kitab-ı Mukaddes'e göre bazı melekler yeryüzüne gelerek insan kızlarından seçtikleriyle evlenip melez bir soy olan Nefilim'i ortaya çıkardılar.

Nefilim-Devler:
Irish Giant, İrlanda'lı dev
Devlerin iskeletleri, Makedonya

Bu şekliyle, kitapta bu meleklerin Nuh tufanı öncesinde bir süre maddesel bedenler alarak yeryüzünde ikamet etmiş oldukları yazılı olsa da, onlar hakkında “ilk dünyanın ikamet edenleri” şeklinde bir cümle yoktur. Yani, ifade çok yanlış sayılmaz ama "tırnak içinde" olunca bu sözler kitaptan bir alıntıymış gibi göründüğünden yanlış olur. Ayrıca, bu cümle ile sanki yeryüzünde insanlardan önce cinler yaşamışlar gibi bir anlam da verilmiş oluyor ve bu da kitabın anlattığı birşey değil. Öte yandan, Kitab-ı Mukaddes cinleri şu an içinde yaşadığımız zamanda, şimdiki dünyanın ikamet edenleri olarak tarif eder. Onlar görünmez varlıklar olsalar da, onların kötü etkilerinin yeryüzünde görüleceği söylenir:

Vahiy 12:7-12
O zaman gökte bir savaş koptu. Mikael (İsa'nın gökteki adı) ve melekleri ejdere karşı savaştı. Ejder de kendi melekleriyle birlikte onlara karşı savaştı, fakat yenildi. artık gökte onlara yer yoktu. Böylece, bütün dünyayı saptıran eski yılan, İblis ve Şeytan denilen büyük ejder aşağı atıldı. Evet, yeryüzüne atıldı ve melekleri (cinler) de onunla birlikte atıldılar. Ardından gökte güçlü bir ses duydum:
"Tanrımızın kurtarma gücü, kudreti, krallığı ve Mesihinin yetkisi işte şimdi görüldü; çünkü kardeşlerimizi suçlayan, onlara Tanrımızın önünde gece gündüz iftira eden aşağı atıldı! Onlar Kuzunun kanıyla ve yaptıkları şahitlikle onu yendiler, ölümle yüz yüzeyken bile kendi canlarına değer vermediler. Bu nedenle, siz gökler ve orada oturanlar sevinin! Fakat yer ve deniz vay halinize! Çünkü zamanının az olduğunu bilen İblis, büyük öfkeyle üzerinize indi."

Ayrıca, Şeytan ve cinlerinin Armageddon savaşında yakalanarak 1000 yıl hapis kalacakları "dipsiz derinlikler" olarak adlandırılan bir durumda bırakılacakları söylenir. Bu da onların yeryüzünden de uzaklaştırılacakları anlamına gelir. 1000 yılın sonunda ise çok kısa bir süre için serbest bırakılıp ardından yok edileceklerinden, bir daha tekrar yeryüzünde ikamet edemeyecekler.

Vahiy 20:1-3; 10
Elinde dipsiz derinliklerin anahtarı ve büyük bir zincirle gökten inen bir melek gördüm. O eski yılanı, İblis ve Şeytan denilen ejderi yakaladı ve bin yıllığına bağladı. Bin yıl sona erinceye kadar milletleri saptıramasın diye onu dipsiz derinliklere attı ve üzerini kapatıp mühürledi. Bundan sonra, onun kısa bir süre için çözülmesi gerekiyor. [...]
Onları saptıran İblis ise, içinde canavarın ve sahte peygamberin de bulunduğu ateş ve kükürt gölüne atıldı. [...]

Ateş ve kükürt gölü ise sadece yok edilmeyi temsil eden bir örneklemedir. Yani başka bir ikamet yeri değildir. --AltıncıTas (mesaj) 03:52, 11 Nisan 2014 (UTC)

etimoloji

değiştir

Cin Kelime Kökeni ~ Ar cinn جنّ [#cnn] 1. gece karanlığı, 2. bir tür görünmez varlık < Ar cunūn جنون [msd.] gizleme, saklama, örtme (= Aram genyā גניא cin, görünmez varlık < Aram #gny גני gizleme, saklama = Aram #gnn גננ koruma, çitle çevirme, kapatma )

Makaleleri Düzenlemek ve Bilgi Yanlışlarını Düzeltmek İçin Emek Harcamaya Değmez

değiştir

Bu makale, onlarca hatayla dolu. Bir değişiklik yapıyorsunuz ve birkaç saat sonra belki de makalenin konusu ile uzaktan yakından alakası bulunmayan biri, değişikliği geri alıyor. Yani bilsem amacı ne, GERİ ALMA SAYISINI ARTIRMAK MI? Biri oraya devleri bir cin türü olarak göstermiş, öbürü zümrüdü ankaya bir cin türü demiş. Sen bunları düzeltiyorsun, belki 10 dakika emek veriyorsun, ordan sonra hiç alakasız biri anında gelip geri alıyor. Yok yok, işim gücüm yok Wikipedia'ya doluşmuş "geri alma memurları" için onlarca vaktimi harcamam. Hadi kalın sağlıcakla...

"Cin" sayfasına geri dön.