[go: up one dir, main page]
More Web Proxy on the site http://driver.im/

Postmateryalizm, sosyolojide bireysel değerlerin materyalist, fiziksel ve ekonomik değerlere olan öneminden uzaklaşıp, yeni bireysel otonomi ve kendini ifade etme değerlerine dönüşmesini ifade etmektedir.

Bu terim, siyaset bilimci Ronald Inglehart tarafından 1977 yılında yayınlanan The Silent Revolution (Sessiz Devrim) adlı kitabında popüler hale getirilmiştir. Inglehart, savaş sonrası kuşakların yaşadığı refahın, bazılarının maddi güvenliklerini hafife almalarına ve bunun yerine kendini ifade etme, bağımsız hareket etme, ifade özgürlüğü, toplumsal cinsiyet eşitliği ve çevrecilik gibi maddi olmayan hedeflere daha fazla önem vermelerine yol açtığını keşfetmiştir. Inglehart, artan refahla birlikte, bu tür postmateryal değerlerin ileri sanayi toplumlarının halklarında nesiller arası değişim süreci yoluyla giderek artacağını savunmuştur.

Postmateryalizmin sosyolojik teorisi 1970'lerde Ronald Inglehart tarafından geliştirilmiştir. Inglehart, kapsamlı bir anket araştırmasının ardından, anket kapsamındaki Batı toplumlarının bireysel değerlerde dönüşüm geçirdiğini, ekonomik ve fiziksel güvenliği vurgulayan materyalist değerlerden, bunun yerine bağımsızlığı ve kendini ifade etmeyi vurgulayan yeni bir postmateryalist değerler dizisine geçtiğini öne sürmüştür. [1] Inglehart, artan refahın ileri sanayi toplumlarının halklarını temel edinimsel ya da materyalist ihtiyaçların baskısından yavaş yavaş kurtardığını savunmuştur.

Gençlerin postmateryalist değerleri benimseme olasılıklarının çok daha yüksek olduğunu kaydeden Inglehart, bu sessiz devrimin yalnızca insanların yaşlandıkça daha materyalist hale geldikleri bir yaşam döngüsü değişimi vakası olmadığını, kuşaklar arası değer değişimine neden olan gerçek bir kuşak değişimi örneği olduğunu düşünmüştür. [2]

Nesiller arası değişim teorisi, kıtlık hipotezi ve toplumsallaşma hipotezine dayandırılmaktadır.

Kıtlık hipotezi

değiştir

Inglehart, bireylerin hiyerarşik bir düzene benzer bir şekilde çeşitli hedefler peşinde koştuğunu varsaymaktadır. İnsanlar evrensel olarak özgürlüğü ve bağımsızlığı arzulayabilirken, açlık, susuzluk ve fiziksel güvenlik gibi en acil maddi ihtiyaçlar, hayatta kalmakla doğrudan bağlantılı oldukları için öncelikle tatmin edilmelidir. Inglehart'ın Abraham Maslow'un insan hedefleri hiyerarşisi yorumuna göre, kıtlık hüküm sürerken, bu materyalist hedefler aidiyet, saygınlık, estetik ve entelektüel tatmin gibi postmateryalist hedeflere göre önceliğe sahip olacaktır. Ancak, hayatta kalma ihtiyaçlarının tatmini kesin olarak kabul edildiğinde, odak noktası yavaş yavaş bu "maddi olmayan" varlıklara kayacaktır. [3]

Toplumsallaşma hipotezi

değiştir

Maddi koşullar ile değer öncelikleri arasındaki ilişki ani bir uyum ilişkisi şeklinde değildir. Çok sayıda kanıt, insanların temel değerlerinin yetişkinliğe ulaştıklarında büyük ölçüde sabitlendiğini ve daha sonra nispeten az değiştiğini göstermektedir. [4] Dolayısıyla, sık sık ekonomik kıtlık yaşayan kuşaklar, ceteris paribus(diğer tüm koşullar sabitken) ekonomik ihtiyaçların karşılanmasına ve güvenlik ihtiyaçlarına yüksek değer verecek, ekonomik büyümeyi çevreyi korumanın üzerinde tutacak, daha otoriter liderlik tarzlarını destekleyecek, güçlü bir ulusal gurur sergileyecek, büyük ve güçlü bir orduyu destekleyecek ve kanun ve düzen uğruna sivil özgürlükleri feda etmeye daha istekli olacaktır. Öte yandan, sürekli yüksek maddi refah yaşamış olan kuşaklar, bireysel gelişim, kişisel özgürlük, hükûmet kararlarına vatandaşların katılımı, hümanizme dayalı bir toplum ideali ve temiz ve sağlıklı bir çevrenin korunması gibi değerlere yüksek öncelik vermeye başlayacaktır.

Bu iki hipotez birlikte değerlendirildiğinde, uzun süreli maddi refah dönemlerinde toplumun giderek artan bir kesiminin postmateryalist değer sistemlerini benimseyeceği sonucu ortaya çıkmaktadır ki bu sonuç son 30 yıllık anket verilerinde uluslararası düzeyde doğrulanmıştır. Toplumsallaşma sırasında her bir kesimin edindiği postmateryalist yönelimlerin, daha değişken olan siyasi ve sosyal tutumların aksine daha istikrarlı bir değer sistemi olarak, onlarca yıllık zaman dilimi boyunca dikkate değer ölçüde sabit kaldığı gözlemlenmiştir.

Postmateryalizmi ölçmek

değiştir

Bir toplumda postmateryalizmin yayılmasını ampirik olarak ölçmenin çeşitli yolları bulunmaktadır. Yaygın ve nispeten basit bir yol, anket katılımcılarının kişisel siyasi öncelikleri ölçmek üzere tasarlanmış bir dizi maddeye verdikleri yanıtlardan bir endeks oluşturmaktır.

"Aşağıdaki şeylerden birini seçmek zorunda olsaydınız, size en cazip gelen "ikisi" hangileri olurdu?

  • Ülkede düzeni sağlamak.
  • İnsanlara önemli siyasi kararlarda daha fazla söz hakkı vermek.
  • Artan fiyatlarla mücadele etmek.
  • İfade özgürlüğünü korumak.

... Bu dört madde arasında yapılan seçimlere dayanarak, katılımcılarımızı "saf" kazanımcı tipten "saf" post-burjuva tipe kadar değişen ve birkaç ara kategori içeren değer önceliği kategorilerine ayırmak mümkündür."[5]

Postmateryalizm kavramıyla bağlantılı olarak teorik varsayımlar ve ampirik araştırmalar, insan bilimlerinde önemli ölçüde dikkat çekmiş ve eleştirel tartışmalara konu olmuştur. Diğerlerinin yanı sıra, postmateryalizmin geçerliliği, istikrarı ve nedenselliği şüpheyle karşılanmıştır.

"Inglehart-endeksi" olarak adlandırılan endeks birçok araştırmaya dahil edilmiştir (örneğin, Genel Sosyal Araştırma, Dünya Değerler Araştırması, Eurobarometer, ALLBUS). ALLBUS'taki (Alman Genel Sosyal Araştırması ) zaman serileri özellikle kapsamlıdır. Batı Almanya'da 1980'den 1990'a kadar "saf post-materyalistlerin" oranı %13'ten %31'e yükselmiştir. Almanya'nın 1990'da yeniden birleşmesinin yol açtığı ekonomik ve sosyal stresin ardından bu oran 1992'de %23'e düşmüş ve sonrasında da bu seviyede kalmıştır. Doğu Almanya'daki daha az varlıklı nüfustan alınan ALLBUS örneklemi, postmateryalistlerin çok daha düşük oranlarda olduğunu göstermektedir (1991: %15, 1992: %10, 1998: %12). 2000 yılındaki Dünya Değerler Araştırması'ndan elde edilen uluslararası veriler, en yüksek postmateryalist oranının Avustralya'da (%35) olduğunu, bunu Avusturya (%30), Kanada (%29), İtalya (%28), Arjantin (%25), Amerika Birleşik Devletleri (%25), İsveç (%22), Hollanda (%22), Porto Riko (%22) gibi ülkelerin izlediğini göstermektedir. [6]

Artan postmateryalizm daha ziyade maddi varlıkların veya kaynakların bolluğuna dayandığından, çilecilikle veya tüketimin genel olarak reddedilmesiyle karıştırılmamalıdır. Postmateryalizm bir bakıma süper-materyalizm olarak da tanımlanabilir. Alman verileri, gençler arasında, ekonomik olarak daha güvenli kamu hizmetlerinde ve yönetici orta sınıfta bu yönelime doğru bir eğilim olduğunu göstermektedir. [7]

Son zamanlarda, dünya sivil toplum sahnesinde ortaya çıkan ve büyük oranda sivil toplumun "pozitif ideolojik şekillenme" olarak düşünülen "ikinci nesil postmateryalizm" konusu, kültür bilimci Roland Benedikter tarafından Postmaterialismus (2001-2005) adlı yedi ciltlik kitap serisinde gündeme getirilmiştir.

Ayrıca bakınız

değiştir

Kaynakça

değiştir

Dipnotlar

değiştir
  1. ^ Inglehart 2008.
  2. ^ Inglehart 1971.
  3. ^ Inglehart 1977.
  4. ^ Rokeach 1968.
  5. ^ Inglehart 1971, ss. 994–995.
  6. ^ Inglehart et al. 2004.
  7. ^ Pappi & Terwey 1982.

Bibliyografi

değiştir